Türkan Şoray, Türk sinema tarihinin en önemli, en üretken ve en sevilen kadın oyuncularından biridir. 1960’lardan günümüze uzanan oyunculuk kariyeri, yönetmenliği, duruşu ve kişiliğiyle adını yalnızca Yeşilçam’a değil, Türk kültür tarihine altın harflerle yazdırmıştır. “Sinemanın Sultanı” unvanını almış nadir kadın sanatçılardan biri olan Şoray, aynı zamanda Türkiye’de kadın imajının sinemadaki dönüşümüne de öncülük etmiştir.
Doğumu ve İlk Yılları
Türkan Şoray, 28 Haziran 1945 tarihinde İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde dünyaya geldi. Babası Halit Şoray demiryolu memuru, annesi Meliha Hanım ise ev hanımıydı. Ailenin ilk çocuğu olan Türkan, çocukluğunu İstanbul'un çeşitli semtlerinde geçirdi.
Eğitimine Fatih Kız Ortaokulu’nda başladı. O yıllarda içine kapanık, utangaç ama hayal gücü güçlü bir çocuktu. Sinemaya olan ilgisi de küçük yaşlarda başladı. Özellikle annesiyle gittiği Yeşilçam filmleri onu derinden etkiledi.
Sinemaya Adım Atışı - Tesadüf Mü, Kader Mi?
Türkan Şoray’ın sinemaya adımı, tam anlamıyla bir tesadüf sonucu oldu. 1960 yılında Karagümrük'teki evlerinin karşısında oturan Emel Yıldız adındaki komşularının, onu ünlü yönetmen Türker İnanoğlu ile tanıştırması hayatını değiştirdi. Henüz 15 yaşındayken kamera karşısına geçti.
İlk filmi, 1960 yapımı "Köyde Bir Kız Sevdim" idi. Bu filmle dikkat çekmeye başladı ve ardından teklif yağmaya başladı. O tarihten itibaren, aralıksız bir şekilde yüzlerce filmde rol aldı.
Kariyerinin Altın Dönemi
Türkan Şoray, 1960’lı yıllarda Türk sinemasının en çok aranan kadın oyuncularından biri haline geldi. Güzelliği, masumiyeti, güçlü bakışları ve etkileyici oyunculuğu onu halkın gözünde bir "sultan" konumuna getirdi.
Özellikle 1970’lerde Türk sinemasının altın çağında; hem dramatik hem romantik hem de toplumsal içerikli filmlerde başrol oynayarak kendini farklı türlerde de kanıtladı.
Öne Çıkan Filmleri:
- Vesikalı Yarim (1968)
- Selvi Boylum Al Yazmalım (1977)
- Dila Hanım (1977)
- Devlerin Aşkı (1976)
- Sultan (1978)
Hazal, Baraj, Mine, Al Yazmalım, Acı Hayat, Otobüs Yolcuları, Bir Kadın Düşmanı
Bazı filmlerinde sosyal mesajlar veren güçlü kadın karakterlerini canlandırarak Türk kadınının sesi oldu. “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminde Asya karakteriyle; aşk ve emek arasındaki tercihiyle izleyiciye büyük bir yaşam dersi verdi.
Yönetmenlik Deneyimi ve Türkan Şoray Kanunları
1972 yılında “Dönüş” filmiyle yönetmenlik koltuğuna oturdu. Böylece Türkiye’de film yöneten ilk kadın oyunculardan biri oldu. Daha sonra Azap, Bodrum Hâkimi ve Yılanı Öldürseler gibi filmlerde de yönetmen olarak yer aldı.
Ayrıca sinema kariyerinde yaptığı "set kuralları" ile de tanınır. Bunlara “Türkan Şoray Kanunları” denir. Örneğin; öpüşme sahnesi çekmeme, açık sahnelerde yer almama, sadece belli yönetmenlerle çalışma gibi kuralları vardı. Bu kurallar, onun kariyerine zarar vermek yerine, daha da büyümesine ve halk nezdinde takdir kazanmasına neden oldu.
Kişisel Yaşamı
Türkan Şoray, özel hayatını her zaman gözlerden uzak yaşamayı tercih etti. Uzun yıllar boyunca aktör Kadir İnanır ile inişli çıkışlı bir birliktelikleri oldu. 1980’li yıllarda tiyatrocu ve gazeteci Cihan Ünal ile evlendi. Bu evlilikten 1984 yılında kızı Yağmur Ünal dünyaya geldi.
Yağmur Ünal da günümüzde medya sektöründe yapımcılık ve sunuculuk yapmaktadır.
Ödüller ve Onurlandırmalar
- Türkan Şoray, kariyeri boyunca birçok ödül aldı. Bunlardan bazıları:
- Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (birçok kez)
- Altın Koza, Altın Kelebek, SİYAD ödülleri
- Onur Ödülleri (Altın Portakal, İstanbul Film Festivali vb.)
- T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanı
Ayrıca adına sayısız seminer, retrospektif, belgesel ve sergi düzenlenmiştir. Türk sinemasının uluslararası alanda tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı da onurlandırılmıştır.
Sinemaya ve Kadına Dair Etkisi
Türkan Şoray yalnızca bir yıldız değil, toplumsal hafızada kadın kimliğinin sinemadaki dönüşümünü simgeleyen bir figürdür. Başlangıçta “masum köylü kızı”, ardından “kentli güçlü kadın”, sonrasında ise “anneliğin kutsallığını taşıyan figür” olarak pek çok farklı kadını beyazperdeye taşıdı.
Sadece güzelliğiyle değil; duygusal derinliği, rolüne kattığı samimiyet ve doğallıkla Türkiye'de kadın oyunculuğunun kalitesini yükselten bir mihenk taşı oldu.
Türkan Şoray Bugün
Türkan Şoray, hâlâ Türk sinemasının yaşayan efsanesi olarak kabul edilmektedir. Oyunculuğa ara verse de kültür sanat faaliyetlerinde, kitap çalışmalarında ve sosyal projelerde aktif olarak yer alıyor.
2016 yılında anılarını kaleme aldığı “Sinemam ve Ben” adlı kitabı yayımlandı. Kitap büyük ilgi gördü ve Türkiye'nin dört bir yanında imza günleri düzenledi.
Sinemanın Sultanı, Kalplerin Kraliçesi
Türkan Şoray, yalnızca bir sinema oyuncusu değil, bir dönemin vicdanı, zarafeti ve gücüdür. Onun izlediği yol, bugün pek çok genç kadına ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Güzelliğiyle büyüleyen, oyunculuğuyla etkileyen, hayata bakışıyla öğreten bir sanatçı olan Türkan Şoray, Türk sinemasının yaşayan tarihidir.