Evlenmeden aynı evde yaşamak

Özellikle ülkemizde ebeveynler evlilik öncesinde sevgiliyle aynı evde yaşama fikrine sert tepki göstermeye devam ediyor. Hatta bu istekte bulunanların çoğunun üzerinde ‘mahalle baskısı’ bile uygulanıyor.

Kısa veya uzun süreli ilişkilerini aynı evde devam ettirmek isteyen sevgililerin bu durumu bazı ülkelerde olağan kabul ediliyor.  Uzmanlar bunun tercihinin birey tarafından yapılması gerektiğini işaret ediyor. Aslında ailesinde sürekli evlilik bağının kutsal olduğu ve bu şekilde bir hayat çizmesi gerektiği yönünde telkinlerle büyüyen kişiler kendi yollarını çizerken bocalıyor. Çünkü özellikle üniversite döneminde bu aile yapısından gelen gençlere davranışlarından ötürü baskı giderek artıyor. Gençlerde bu baskılara karşı bir ‘isyan’ mekanizması geliştirerek, kendilerini kanıtlayacakları inancıyla sevgiliyle ayrı eve çıkma hayalleri içinde buluyor kendini.

Uzmanlar evlenmeden önce sevgili ile ayrı eve çıkmanın artıları ve eksileri olduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlatıyor. Dışarıda sevgilinizle buluşmadan önce saatlerce yaptığınız hazırlıkları işaret eden uzmanlar, aynı evde yaşadıktan sonra bu PR çalışmasını gerçekleştirmekte gecikeceğinizi vurguluyor. Örneğin sabah erken saatte kalktığınızda yanınızdaki kadının veya erkeğin o size cazip olan haliyle karşılaşmayacaksınız. Uzmanlar buna hazır olup olmadığınızı irdelemeniz gerektiğinin altını çiziyor.

Aslında evlilik kararı aldıktan sonra da bunlara benzer duyguların yaşanabileceğini kaydeden uzmanlar, evlilik kararının bu nedenle önemli olduğunu ve düşünülüp verilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Elbette sevgiliyle evlenmeden önce birlikte yaşamanın da artıları var. Sürekli zaman geçirdiğiniz için birbirinizi daha iyi tanıyorsunuz, birlikte aynı yolda yürüyüp yürüyemeyeceğinizi net bir şekilde görüyorsunuz. 

Uzmanlar işte bütün bu nedenlerle evlenmeden önce aynı evde yaşama kararını kişinin bireysel olarak vermesi gerektiğini savunuyor.